MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

CİHAD

<< 1864 >>

50- Fey'in (Savaşılmadan Ele Geçirilen Ganimetin) Taksimi

 

ı. AVi b. Malik el-Eşca'l

 

- - (-)

13425 (1)- Avf b. Malik el-Eşca'i der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bir fey' geldiği zaman onu gününde taksim eder ve evliye iki, bekara ise bir hisse verirdi. Biz (yine bir gün savaşsız olarak ele geçen ganimetlerden hissemizi almak üzere) çağrıldık. Ben Ammar b. Yasir'den önce çağrılırdım. Ben çağrıldım ve bana iki hisse verildi. Ben evli biri idim. Sonra Ammar b. Yasir çağrıldı ve kendisine bir hisse verildi. En son altın bir zincir kaldı. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu asasının ucu ile kaldırıp: ''Bunlar sizin için çoğaldığı gün ne halde olursunuz acaba?'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Davud 3/136 (2953), Beyhakı, kasmü'l-fey' (6/346) ve Taberani, M. el-Kebir 18/45 (81) rivayet ettiler.

 

 

13426 (2)- Avf b. Malik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bir fey' geldiği zaman onu gününde taksim eder ve evliye iki, bekara ise bir hisse verirdi.

 

[Sahih]

 

 

2. Hz. Ebu Bekr

 

- - (-)

13427 (1)- Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eşi Aişe bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kızı Fatıma, Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından sonra Ebu Bekr'den Allah'ın, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e vermiş olduğu fey'den (payına düşecek olan) mirasını istedi. Ebu Bekr, ona: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Biz miras bırakmayız, bizim bıraktığımız sadakadır'' buyurdu" dedi. Bunun üzerine Fatıma, Ebu Bekr'e kırıldı ve ölünceye kadar ona dargın kaldı. Hz. Fatıma, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den sonra altı ay yaşadı. Fatıma, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in, Hayber'de, Fedek'te bırakmış olduğu fey'den payını ve Medine'deki sadakasını istediğinde, Ebu Bekr bunu kabul etmeyip şöyle dedi: "Ben, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yaptığı her şeyi yapacağım. Çünkü onun yaptıklarından herhangi bir şeyi terk edersem, doğru yoldan sapmış olmaktan korkuyorum. Medine'deki sadakasına gelince onu Ömer, Ali ile Abbas'a verdi. Sonra Ali onu Abbas'ın elinden aldı. Hayber (toprakları) ile Fedek (arazisin)e gelince; Ömer: "Bunlar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in karşılayacağı önemli ihtiyaçlarına sarfedilecek zekattır" diyerek onu elinde tuttu. Bunların idaresi idareyi ele alacak kimseye aittir." Onlar bugüne kadar bu şekilde idare edilmektedir.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Tirmizi (1608-9) rivayet etti.

 

 

 

13428 (2)- Ebu't- Tufeyl der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiği zaman Hz. Fatıma, Ebu Bekr'e: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in varisi sen misin, yoksa ailesi mi?" diye haber gönderdi. Ebu Bekr: "Hayır, onun varisleri ailesidir" cevabını verdi. Bunun üzerine Fatıma: "O zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in payı nerededir?" diye sorunca, Ebu Bekr şöyle dedi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Allah'ın herhangi bir Nebie geçimini temin için verdiği şeylerı o Nebiin vefatından sonra, kendisinin yerini alana devredilir'' buyurduğunu işittim. Ben de onu müslümanlara iade etmeyi doğru buldum." Bunun üzerine Fatıma: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den işittiğinle benden daha iyi bilirsin" karşılığını verdi.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Davud (2973) rivayet etti.

 

 

 

13429 (3)- Hz. Aişe bildiriyor: Hz. Fatıma ve Abbas, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in mirasını soruşturmak için Ebu Bekr'in yanına gittiler. O zaman Fedek'teki araziyi ve Hayber'deki payını istiyorlardı. Ebu Bekr onlara şöyle dedi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Biz miras bırakmayız. Ne bırakırsak sadakadır. Muhammed'in ailesi bu maldan ancak geçimini temin eder'' buyurduğunu işittim. Vallahi ben de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yaptığını gördüğüm hiçbir şeyi bırakmayacak ve mutlaka aynısını yapacağım."

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari (4035-6, 6725-6), Müslim (1759), Ebu Davud (2969) ve Nesai (7/132) rivayet ettiler.

 

 

 

13430 (4)- Hz. Aişe bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kızı Hz. Fatıma, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in, Medine ve Fedek'teki fey'i ile Hayber'in beşte birinden kalan payını istemek için birini Ebu Bekr esSıddik'e gönderdi. Ebu Bekr şöyle dedi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Biz miras bırakmayız. Ne bırakırsak sadakadır. Muhammed'in ailesi bu maldan ancak geçimini temin eder'' buyurdu. Vallahi ben de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sadakasını kendi zamanındaki halinden değişterecek değilim. Ben de bu konuda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yaptığı gibi yapacağım." Böylece Fatıma'ya bir şey vermeyi kabul etmedi. Bunun üzerine Fatıma, Ebu Bekr'in bu hareketinden dolayı alındı. Sonra Ebu Bekr şöyle dedi: "Canım elinde olana yemin olsun ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in akrabalarını gözetmek, benim için kendi akrabalarımı gözetmekten daha sevimlidir. Fakat bu maHardan dolayı aramızda olan şeyler, beni hak olan bir şeyi ifa etmemden geri bırakmaz. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yaptığını gördüğüm hiçbir şeyi bırakmayacak ve mutlaka aynısını yapacağım."

 

[Sahih]

 

 

 

13431 (5)- Hz. Aişe bildiriyor: Fatıma ve Abbas, Resulullah'ın {Sallallahu aleyhi ve Sellem) mirasını soruşturmak için Ebu Bekr'in yanına gittiler. O zaman Fedek'teki araziyi ve Hayber'deki payını istiyorlardı. Ebu Bekr onlara şöyle dedi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Biz miras bırakmayız. Ne bırakırsak sadakadır. Muhammed'in ailesi bu maldan ancak geçimini temin eder'' buyurduğunu işittim. Vallahi ben de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yaptığını gördüğüm hiçbir şeyi bırakmayacak ve mutlaka aynısını yapacağım."

 

[Sahih]

 

 

 

13432 (6)- Ebu Seleme bildiriyor: Hz. Fatıma, Ebu Bekr'e: "Öldüğün zaman kim mirasçın olacak?" diye sordu. Ebu Bekr: "Çocuklarım ve ailem" cevabını verince, Fatıma: "O zaman ne oluyor da Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mirasçısı olamıyoruz?" dedi. Bunun üzerine Ebu Bekr şu karşılığı verdi: "Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Nebi miras bırakmaz'' buyurduğunu işittim. Fakat ben, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in geçimlerini sağlamakla sorumlu olduğu kişilere bakacak ve bağışta bulunduğu kişilere bağışta bulunacağım."

 

[Hasen]

 

 

 

13433 (7)- İbn Abbas anlatıyor: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiği zaman Ebu Bekr halife oldu. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bırakmış olduğu bazı şeylerden dolayı Abbas ile Ali münakaşa etti. Ebu Bekr: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bırakıp ta kımıldatmadığı şeyi ben kımıldatmam" dedi. Ömer halife olduğu zaman ikisi davalaşmak için yanına çıktılar. Ömer de: "Ebu Bekr'in bırakıp ta kımıldatmadığı şeyi ben kımıldatmam" dedi. Osman halife olduğu zaman yine ikisi davalaşmak için yanına çıktılar. Osman susup konuşmadı ve başını öne eğdi. Bunun üzerine ben bu şeyleri Abbas'ın almasından korktum ve elimle Abbas'ın iki küreği arasına vurarak: "Babacığım! Senin üzerine yemin ederim ki onu mutlaka Ali'ye teslim etmelisin" dedim. Bunun üzerine Ali'ye teslim etti.

 

[Sahih]

 

Heysemi (7071) der ki: "Hadisi, Ahmed rivayet etmiş olup ravileri güvenilir kimselerdir."

 

 

 

13434 (8)- Tenüm oğullarından Kureyşli bir kişi bildiriyor: Bana filan filan kişiler şöyle dedi -ve yedi kişi saydı. Hepsi de Kureyşli idi. Aralarında Abdullalı b. ez-Zübeyr de bulunmaktaydı-: Biz Ömer'in yanında oturuyorken Ali ve Abbas içeri girdiler. Sesleri bayağı yükselmişti. Ömer:

"Yavaş ol ey Abbas! Ben senin ne diyeceğini biliyorum. ''Malın yarısı benim ve yeğenimindir'' diyorsun. Ey Ali! Senin de ne diyeceğini biliyorum. ''Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kızı benim nikahım altındadır. Malın yarısı onundur'' diyorsun. İşte bunlar da Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in elinde olandı. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onunla nasıl tasarrufta bulunduğunu gördük. Ondan sonra Ebu Bekr idareyi ele aldı. O da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yaptığı gibi yaptı. Ebu Bekr'den sonra idareyi ben aldım. Allah'a yemin olsun ki bu şeylerde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ve Ebu Bekr'in yaptığını yapmaya son derece gayret edeceğim. Ebu Bekr doğru söylediğine dair Allah adına yemin ederek bana: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Nebi asla miras bırakmaz. Onun mirası sadece müslüman fakirlerde ve miskinlerdedir'' buyurduğunu söyledi. Yine Ebu Bekr doğru söylediğine dair Allah adına yemin ederek bana:

"Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Nebiı yerine ümmetinden biri geçip imam oluncaya kadar ölmez'' buyurduğunu söyledi. İşte bunlar da Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elinde olandı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in onunla nasıl tasarrufta bulunduğunu gördük. Eğer dilerseniz bu malları bana verir ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Bekr'in yağtığı gibi yaparsınız. Neticesinde ben de ölünce bunu size veririm." Bunun üzerine Abbas ve Ali tenha bir yere çekilip başbaşa görüştüler ve bir süre sonra geri geldiler. Abbas: "Bunları Ali'ye ver. Benim gönlüm bunların Ali' de olmasından yana son derece rahattır" dedi.

 

[Hasen]

 

Heysemi (7072) der ki: "Hadisi, Ahmed rivayet etmiş olup ravilerden birinin ismi belirtilmemiştir. Diğer ravileri, Sahih'in ravileridir."

 

 

 

13435 (9)- Ebu Hureyre bildiriyor: Hz. Fatıma, Ebu Bekr ve Ömer'e, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den kalan mirasını istemeye geldi. Ebu Bekr ve Ömer: "Biz Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Ben miras bırakmam'' buyurduğunu işittik" dediler.

 

[Hasen]

 

 

3. Ömer, Osman, Zübeyr, Talha, Abdurrahman ve Sa'd

 

- - (-)

13436 (1)- Ömer b. el-Hattab der ki: Nadir oğlullarının malları Allah'ın Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e, Müslümanların atsız ve binicisiz olarak savaşmadan verdiği (=fey') mallardandı. Bu mallar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e özeldi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu maldan ailesinin bir yıllık nafakasını kaldırır ve geriye kalanı da Allah yolunda (savaş için) bineklere ve silahlara harcardı.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari (2904, 4885), Müslim (1757), Ebu Davud (2965), Tirmizi (1719) ve Nesai (7/132) rivayet ettiler.

 

 

 

13437 (2)- Malik b. Evs der ki: Ömer'in, Abdurrahman b. Avf, Talha, Zübeyr ve Sa'd'a: "Kendisiyle yerin ve göğün kaim olduğu Allah adına söyleyin. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Biz miras bırakmayız. Bıraktıklarımız sadakadır'' buyurduğunu bilmiyor musunuz!" deyince: "Vallahi evet (biliyoruz)" cevabını verdiler.

 

[Sahih]

 

 

 

13438 (3)- Malik b. Evs b. el-Hadesan der ki: "Ömer bana haber gönderip yanına çağırttı." Sonrasında ravi söz konusu hadisi zikreder ve Ömer'in: "Ben de o sözünüze karşılık Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Biz miras bırakmayız. Bıraktıklarımız sadakadır'' buyurduğunu bildiririm" dediğini aktarır.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim (2/52, 53) rivayet etti.

 

 

 

13439 (4)- Hz. Ömer der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Biz miras bırakmayız. Bıraktıklarımız sadakadır'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

 

 

13440 (5)- Malik b. Evs der ki: "Ömer bana haber gönderip yanına çağırttı." Sonrasında ravi söz konusu hadisi zikreder ve Ömer'in şöyle dediğini bildirir: "(Yahudi) Nadir oğullarının malları, Allah'ın Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e, Müslümanların atsız ve binicisiz olarak savaşmadan bahşettiği mallardandi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu maldan ailesinin bir yıllık nafakasını kaldırır ve geriye kalanı da Allah yolunda (savaş için) bineklere ve silahlara harcardı."

 

[Sahih]

 

 

 

13441 (6)- Malik b. Evs b. el-Hadesan der ki: Abbas ve Ali davalaşmak üzere Ömer'in yanına geldiler. Abbas: "Benimle şunun arasında şu şu meselede hüküm ver" dedi. Oradakiler: "Aralarını bul, aralarını bul" dediler. Ömer: "Hayır, aralarını bulmayacağım. Onlar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Biz miras bırakmayız. Bıraktıklarımız sadakadır'' buyurduğunu bilmektedir" karşılığını verdi.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim (1757:49) rivayet etti.

27380 (l)'de tekrar edecektir.

 

 

 

13442 (7)- Evs b. el-Hadesan der ki: Ömer b. el-Hattab (yanına gitmem için) bana bir haber gönderdi (ben de yanına gittim). Ömer'in kölesi Yerfe' gelip: "(Ey Müminlerin emiri!) Osman, Abdurrahman, Sa'd ve Zübeyr b. Avvam geldi -Ravi: "Talha'yı zikretti mi bilmiyorum" dedi- yanına girmek için izin istiyorlar" dedi. Bunun üzerine Ömer: "GirsinIer" dedi. Biraz sonra Yerfe' bir daha gelip: "Abbas ile Ali geldi, yanına girmek için izin istiyorlar" dedi. Ömer: "Onlar da girsinIer" dedi. Abbas girdiği zaman: "Ey Müminlerin emiri! Benimle şunun arasında hüküm kıl" dedi. O zaman da Allah'ın, Resulüne, Nadir oğullarından verdiği fey' hakkında münakaşa etmekteydiler. Oradakiler: "Ey Müminlerin emiri! Aralarında hüküm kıl ki her ikisi de birbirinden rahat etsin" dedi. Bunun üzerine Ömer: "Kendisiyle yerin ve göğün kaim olduğu Allah adına söyleyin. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Biz miras bırakmayız. Bıraktıklarımız sadakadır.'' buyurduğunu bilmiyor musunuz!" deyince: "Evet, öyle buyurdu" cevabını verdiler. Ömer, Abbas ve Ali'ye de aynı şeyi sorunca: "Evet (öyle buyurdu)" cevabını verdiler. Bunun üzerine Ömer: "Size bu durumu anlatayım. Allah, Nebiine (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başka hiçbir kişiye tanımadığı bir mülkiyeti talısis etmiştir" dedi ve: "Ey inananlar! Onların mallarından, Allah'ın Nebiine verdiği şeyler için siz ne at ve ne de deve sürdünüz; fakat Allah Nebilerine, dilediği kimselere karşı üstünlük verir. Allah herşeye Kadir'dir"[Haşr 6] ayetini okudu. Sonra şöyle devam etti: "Bu mallar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e özeldi. Vallahi o, bu malları ne sizden başkaları için hazırlamış, ne de onda kendini size tercih etmişti. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu malları aranızda taksim etti ve geriye bu kaldı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu maldan ailesinin bir yıllık ihtiyacını kaldırır ve geriye kalanı da Beytü'l-Mala eklerdi. Nebiimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edene kadar bu böyle devam etti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edince, Ebu Bekr halife oldu ve: ''Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in velisiyim. Ben de, onun yaptığı gibi yapacak ve onun hayatta iken gittiği yolda gideceğim'' dedi.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari (4033) rivayet etti.

 

 

 

13443 (8)- Malik b. Evs der ki: Hz. Ömer'in, Abdurrahman, Talha, Zübeyr ve Sa'd'a: "Kendisiyle yerin ve göğün kaim olduğu Allah adına söyleyin. -Süfyan bir defasında: "İzniyle kaim olduğu" ifadesiyle aktardıResulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Biz miras bırakmayız. Bıraktıklarımız sadakadır'' buyurduğunu bilmiyor musunuz!" deyince: "Vallahi evet" cevabını verdiler.

 

[Sahih]

 

 

 

13444 (9)- Malik b. Evs der ki: Ömer'in, Abdurrahman b. Avf, Talha, Zübeyr ve Sa'd'a: "Kendisiyle yerin ve göğün kaim olduğu Allah adına söyleyin. -Süfyan bir defasında: "İzniyle kaim olduğu" ifadesiyle aktardıResulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Biz miras bırakmayız. Bıraktıklarımız sadakadır'' buyurduğunu bilmiyor musunuz!" deyince: "Vallahi evet" cevabını verdiler.

 

[Sahih]

 

 

 

13445 (10)- Evs b. el-Hadesan en-Nasri der ki: "Ömer b. el-Hattab (yanına gitmem için) bana bir haber gönderdi ... " Sonrasında ravi söz konusu hadisi aktardı ve Evs b. el-Hadesan'ın şöyle devam ettiğini bildirdi: Ben Ömer'in yanında iken kapıcısı Yerfe' gelip: "(Ey Müminlerin emiri!) Osman, Abdurrahman, Zübeyr ve Sa'd geldi girsinler mi?" dedi. Bunun üzerine Ömer: "Evet girsinIer" karşılığını verdi. Biraz sonra Yerfe' bir daha gelip: "Abbas ile Ali geldi, girsinler mi?" dedi. Ömer: "Evet girsinIer" cevabını verdi. Girdikleri zaman Abbas, Ali'yi kastederek: "Ey Müminlerin emiri! Benimle şunun arasında hüküm kıl" dedi. O zaman da Allah'ın, Resulüne Nadir oğullarından verdiği fey' hakkında münakaşa etmekteydiler. Oradakiler: "Ey Müminlerin emiri! Aralarında hüküm kıl ki her ikisi de birbirinden rahat etsin" dedi. Bunun üzerine Ömer: "Kendisiyle yerin ve göğün kaim olduğu Allah adına söyleyin. Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Biz miras bırakmayız. Bıraktıklarımız sadakadır'' buyurduğunu bilmiyor musunuz?" (Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) burada kendini kasdetmektedir) deyince: "Evet öyle buyurdu" cevabını verdiler. Sonra Ali ve Abbas'a doğru dönüp: "Allah adına söyleyin, Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Biz miras bırakmayız. Bıraktıklarınuz sadakadır'' buyurduğunu bilmiyor musunuz!" deyince, onlar da: "Evet, öyle buyurdu" cevabını verdiler. Bunun üzerine Ömer: "Size bu durumu anlatayım. Allah, Nebiine (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başka hiçbir kişiye tanımadığı bir mülkiyeti tahsis etmiştir" dedi ve: "Ey inananlar! Onların mallarından, Allah'ın Nebiine verdiği şeyler için siz ne at ve ne de deve sürdünüz; fakat Allah Nebilerine, dilediği kimselere karşı üstünlük verir. Allah herşeye Kadir'dir"[Haşr 6] ayetini okudu. Sonra şöyle devam etti: "Bu mallar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e özeldi. Vallahi o, bu malları ne sizden başkaları için hazırlamış, ne de onda kendini size tercih etmişti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu malları aranızda taksim etti ve geriye bu kaldı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu maldan ailesinin bir yıllık ihtiyacını kaldırır ve geriye kalanı da Beytü'l-Mala eklerdi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edene kadar bu böyle devam etti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edince, Ebu Bekr: "Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in velisiyim" dedi ve malı aldı. O da o malda Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaptığı gibi tasarrufta bulundu."

 

[Sahih]

 

 

 

13446 (11)- Evs b. el-Hadesan en-Nasri anlatıyor: Ben Ömer'in yanında iken kapıcısı Yerfe' gelip: "(Ey Müminlerin emiri!) Osman, Abdurrahman, Sa'd ve Zübeyr geldi, girmek için izin istiyorlar" dedi. Bunun üzerine Ömer: "Olur, girsinIer" dedi. Bunun üzerine girip selam verdiler ve oturdular. Biraz sonra Yerfe' bir daha gelip: "Abbas ile Ali geldi, girsinler mi?" dedi. Ömer: "Onlar da girsinIer" dedi. İçeri girdiklerinde oturdular. Abbas: "Ey Müminlerin emiri! Benimle Ali'nin arasında hüküm kıl" dedi. Osman ve arkadaşları: "(Ey Müminlerin emiri!) Aralarında hüküm kıl ki, her ikisi de birbirinden rahat etsin" dedi. Bunun üzerine Ömer: "Kendisinin izniyle yerin ve göğün kaim olduğu Allah adına söyleyin. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Biz miras bırakmayız. Bıraktıklarımız sadakadır'' buyurduğunu bilmiyor musunuz!" (Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) burada kendisini kasdetmektedir) deyince: "Evet, öyle buyurdu" cevabını verdiler. Sonra Ali ve Abbas'a doğru dönüp: "Allah adına söyleyin, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Biz miras bırakmayız. Bıraktıklarımız sadakadır'' buyurduğunu bilmiyor musunuz!" deyince, onlar da: "Evet öyle buyurdu" cevabını verdiler. Bunun üzerine Ömer şöyle dedi: "Size bu durumu anlatayım. Allah, fey'i Nebi'ine (Sallallahu aleyhi ve Sellem) has kılmıştır ve onu başka hiç kimseye vermemiştir. Allah: "Ey inananlar! Onların mallarından, Allah'ın Nebiine verdiği şeyler için siz ne at ve ne de deve sürdünüz; fakat Allah Nebilerine, dilediği kimselere karşı üstünlük verir. Allah herşeye Kadir'dir"[Haşr 6] buyurmaktadır. Bu mallar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e hastı. Vallahi o, bu malları ne sizden başkaları için hazırlamış, ne de onda kendini size tercih etmişti. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu malları aranızda taksim etti ve geriye bu kaldı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu maldan ailesinin bir yıllık ihtiyacını kaldırır ve geriye kalanı da Beytü'l-Mala eklerdi. Nebiimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edene kadar bu böyle devam etti. Allah için size soruyorum, bunu bilmiyor musunuz?" Onlar da: "Evet biliyoruz" deyince, Ömer şu karşılığı verdi: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edince, Ebu Bekr: "Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in velisiyim" dedi ve malı aldı. O da o malda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yaptığı gibi tasarrufta bulundu." Sonra Ali ve Abbas'a doğru dönüp: "Şimdi siz Ebu Bekr'in bu konuda haksız olduğunu mu söylüyor sunuz? Allah, onun bu konuda doğru, iyi ve hakka uygun olarak muamele ettiğini bilmektedir."

 

[Sahih]

 

 

4. Ebu Hureyre

 

- - (-)

13447 (1)- Ebu Hureyre bildiriyor: Hz. Fatıma, Ebu Bekr ve Ömer'e, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den kalan mirasını istemeye geldi. Ebu Bekr ve Ömer: "Biz Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Ben miras bırakmam'' buyurduğunu işittik" dediler.

 

[Hasen]

 

 

 

 

13448 (2)- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Benim mirasçılarım (bırakacağım) bir dinarı bile bölüşemezler. Kadınlarımın nafakasından ve işçimin azığından sonra kalan terekem sadakadır.''

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari, vasaya (4/15), Müslim, cihad 3/1382 (1760), Ebu Davud, harac 3/144 (2974) ve Malik, kelam (2/993) rivayet ettiler.

 

 

 

13449 (3)- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Benim mirasçılarım (bırakacağım) ne bir dinarı, ne de bir dirhemi bölüşemezler. Kadınlamnın nafakasından ve işçimin azığından sonra kalan terekem sadakadır. ''

 

[Sahih]

 

 

 

13450 (4)- Ebu Hureyre bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benim mirasçılarım (bırakacağım) bir dinarı bile bölüşemezler. Kadınlarımın nafakasından ve işçimin azığından sonra kalan terekem sadakadır'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

 

 

13451 (5)- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Nebiler topluluğu miras bırakmazlar. İşçimin azığından ve kadınlarımın nafakasından sonra kalan terekem sadakadır'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

16500 (1)'de tekrar edecektir.

 

 

5. Hz. Aişe

 

- - (-)

13452 (1)- Hz. Aişe bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Biz miras bırakmayız. Bizim terekemiz sadakadır'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari, Fethu'l-bari 6/197 (3092), Müslim, cihad 3/1379 (1758) ve Ebu Davud, harac 3/144 (2976) rivayet ettiler.

 

 

 

13453 (2)- Hz. Aişe bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiği zaman hanımları, miraslarını talep etsin diye Osman'ı, Ebu Bekr'e göndermek istediler. Aişe onlara: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Biz miras bırakmayız. Bizim terekemiz sadakadır'' buyurmadı mı?" dedi.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Malik (2/993), Buhari (6730), Ebu Davud (2976) ve Nesai, es-Sünenu'l-kübra'da (6311) rivayet ettiler.

 

 

 

6. Naşire b. Sumey el-Yezeni

 

- - (-)

13454 (1)- Naşire b. Sumey el-Yezeni anlatıyor: Ömer b. el-Hattab'ın, Cabiye'de hutbe verirken: "Allah beni bu malın sorumlusu ve taksim edicisi kıldı. Onu esas taksim eden Allah'tır. Ben de taksime, Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ehl-i Beyt'inden, sonra da yakınlarından başlamaktayım" dediğini işittim. Sonra Cuveyriye, Safiyye ve Meymune dışında olmak üzere Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eşlerinden her birine on bin dirhem verdi. Bunun üzerine Aişe: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aramızda eşit davramrdı" deyince, Ömer onlara da aynı şekilde verdi. Sonra: "Vermeye ilk olarak (Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eşlerinden sonra) Muhacirlerden başlıyorum. çünkü biz zulüm ile memleketimizden çıkarıldık. Sonra onlardan sonra gelenlere veriyorum" dedi. Sonra Bedir savaşında bulunan Muhacirlere beşer bin ve yine Bedir savaşında bulunan Ensar'a dörder bin dirhem verdi. Uhud savaşında bulunan kimselere de üçer bin dirhem verdi. Sonra şöyle dedi: "Önce hicrette acele edenlere (ilk hicret edenlere) sonra da hicrette gecikenlere verilecektir. Hiç kimse kendi nefsinden başkasını kınamasm. Ben, Halid b. el-Velid' den dolayı sizden özür diliyorum. Ben ona bu malı zayıf ve yoksul muhacirler için saklayıp tutmasını emretmiştim. Ancak o, emrimi dinlemeyip, varlıklı, güçlü kuvvetli insanlara bunu dağıttı. Ben de bu yüzden onu görevinden alıp yerine Ebu Ubeyde b. el-Cerrah'ı koydum."

 

Ebu Amr b. el-Muğıre şöyle dedi: "Ey Ömer b. el-Hattab! Vallahi özrün geçerli değildir. Sen, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in görevlendirmiş olduğu kişiyi görevinden aldın. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in çekmiş olduğu kılıcı kınına soktun, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dikmiş olduğu sancağı indirdin, akrabalık bağlarını kestin ve amcan oğuluna haset ettin." Bunun üzerine Ömer b. el-Hattab: "Sen onun yakın akrabalarındansın ve daha genç birisin. Amcan oğlu sebebiyle de öfkeleniyorsun" karşılığını verdi.

 

[Sahih]

 

Heysem! (9/349, "sahih"): "Ravileri güvenilir kişilerdir" dedi.

 

 

7. Ömer b. el-Hattab

 

- - (-)

13455 (1)- Malik b. Evs b. el-Hadesan der ki: Hz. Ömer üç defa yemin ederek şöyle derdi: "Vallahi bu malda (fey'de) hiç kimse hiç kimseden daha fazla hak sahibi değildir. Ben de onda hiç kimseden daha fazla hak sahibi değilim. Vallahi köleler dışında bu malda her müslüman kişinin hakkı vardır. Ancak bizim (bu malları alma hususunda) Allah'ın Kitabı ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) taksimince (belirlenmiş olan) bir yerimiz vardır. Buna göre kişinin (kendisine fey'den pay verileceği sırada) İslamiyet'te çektiği sıkıntılar, İslam'daki kı demi, İslam'da sağladığı faydalar ve ihtiyacı gözönünde bulundurulur. Vallahi ben kaldığım sürece San'a'da sürüsünü güden çobana bile bu maldan payı ulaşacaktır."

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Davud (2950) rivayet etti.

 

 

8. Cabir b. Abdillah

 

- - (-)

13456 (1)- Cabir der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bana: ''Eğer Bahreyn'den mal (cizye ve zekat) gelmiş olsaydı sana şöyle şöyle ve şöyle verirdim'' buyurdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in vefatından sonra Bahreyn'den mal gelince, Ebu Bekr: "Kimin Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) alacağı varsa veya kendisine söz verilmiş kimse varsa bize gelsin" dedi. Bunun üzerine yanlarına gelip: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bana: ''Eğer Bahreyn'den mal gelmiş olsaydı şöyle şöyle ve şöyle verirdim'' buyurdu" dedim. Ebu Bekr de bana: "O zaman al" dedi. Ben de aldım. -Ravi der ki: "Kendisinden işiten birinin bildirdiğine göre beş yüz dirhem almıştı.Sonra bir daha aldım. Sonra bir daha kendisine gittiğimde bana bir şey vermedi. İkinci defa gittiğimde yine bana bir şey vermedi. üçüncü gidişimde de bir şey venneyince, ona: "Ya bana verirsin, ya da benim gözümde cimri biri olursun" dedim. Bunun üzerine o: "Bana cimriliği mi nisbet ediyorsun? Hangi hastalık cimrilikten daha kötüdür ki? Oysa benden her istemende ben sana vermek istedim (ama buna hakkın yoktu)" karşılığını verdi.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari, hibe 5/221 (2598) rivayet etti.

 

 

 

13457 (2)- Cabir b. Abdillah el-Ensari der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına girdiğimde bana: ''Ey Cabir! Eğer bize mal (cizye ve zekat) gelmiş olsaydı sana şöyle doldurur verirdim. Sonra yine sana şöyle doldurur verirdim'' buyurdu. Ancak bana verilen söz yerine gelmeden önce Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat etti. Bunun üzerine Ebu Bekr'e gidip durumu anlattım. Ebu Bekr: "Bize bir şey gelirse biz de sana doldurur veririz, sonra yine doldurur veririz ve sonra yine doldurur veririz" dedi. Kendisine mal geldiğinde bana doldurup verdi. Sonra bir daha doldurup verdi. Sonra da: "Bir yıl geçmeden artık sana sadaka yoktur" dedi. Verdiğini tarttığımda bin beş yüz dirhem olduğunu gördüm."

 

[Hasen]

 

Diğer tahric: İbn Abdilberr (3/211-2) rivayet etti.

 

 

9. Hz. Aişe

 

- - (-)

13458 (1)- Hz. Aişe der ki: "Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içinde boncuklar bulunan bir torba getirilince onu hür kadınlar ve cariyeler arasında taksim etti. Babam da (böyle şeyleri) hür ve köle erkekler arasında taksim ederdi."

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Davud, imaret 3/136 (2952) ve Hakim (2/137, "sahih") rivayet ettiler.

 

 

 

13459 (2)- Hz. Aişe der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e içinde boncuklar bulunan bir torba getirilince onu hür kadınlar ve cariyeler arasında taksim etti. Babam da (böyle şeyleri) hür ve köle erkekler arasında taksim ederdi." Yezid b. Harun rivayetinde: "Onu hür kadınlar ve cariyeler arasında eşit bir şekilde taksim etti" ibaresi geçmiştir.

 

[Sahih]

 

 

 

13460 (3)- Hz. Aişe der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e içinde boncuklar bulunan bir torba getirilince onu hür kadınlar ve cariyeler arasında eşit bir şekilde taksim etti."

 

[Sahih]